Waldeinsamkeit (Almanca): Ormanda tek başına, doğaya yakın ve yalnız olma hissi.Culaccino (İtalyanca): İçinde soğuk içecek olan bir bardağın masa ya da sehpada bıraktığı iz.Dépaysement (Fransızca): İnsanın memleketinde değil de başka bir ülkede olmasından doğan his, sıla hasreti.Goya (Urduca): Genelde başarılı hikaye anlatımlarıyla vuku bulan kuşkuyu askıya alma hali. Bkz: suspension of disbeliefIktsuarpok (İnuit dili): Dışarı çıkıp birisi mi geliyor diye bakmanıza neden olan bekleyiş ve sabırsızlık hissi. Jayus (Endonezce): Fıkra komik olduğu için değil de, hiç mi hiç komik olmadığı ve çok kötü anlatıldığı için gülme durumu. Komorebi (Japonca): Ağaçların yapraklarının arasından süzülen güneş ışığı. Mångata (İsveçce): Ayın suyun üstünde yarattığı ince uzun parıltılı yansıma.Pana Poʻo (Hawaiice): Unuttuğunuz bir şeyi hatırlamak amacıyla kafanızı kaşıma eylemi.Pochemuchka (Rusça): Çok fazla soru soran kişi.Sobremesa (İspanyolca): Öğlen ya da akşam yemeğinden sonra, o yemeği birlikte yiyen insanların sohbet ederek geçirdikleri zaman dilimi.